İzleyiciler

23 Mart 2014 Pazar

eskiler...

 
  evde yapılacak güzel etkinliklerden biri de fotoğraflara bakmak. eskileri kurcalamak, anıları hatırlamak, bazen gülmek bazen hüzünlenmek... bizde annemle öyle yaptık. fotoğraf kutusunu döktük ortaya, seçip seçip anıları tazeledik. daha doğrusu annem tazeledi. çünkü onun çocuukluk gençlik yıllarına gittik. siyah beyaz fotoğraflarına baktık. fotoğrafa bilgisayar ekranından değil de ele alıp bakması daha güzel oluyormuş. bir kez daha anladım bugün. ben de çıkartacağım artık fotoğraları.

birde eskiden poz sayısı sınırlı olunca daha özenli çekilirmiş fotoğraflar. ailecek giyinilir, süslenilir gidilirmiş stüdyolara. şimdi vırt zırt fotoğraf.. bazen dönüp bakmıyoruz bile. elbette teknolojinin çok faydası var ama sanki insan anı olsun diye değil de sırf çekmek için çekiyor gibi geliyor bana. yada ben bugün çok duygusalım:)


eskileri dinlemek çok hoşuma gidiyor. türk filmlerini hatırlatıyor bana. hani şu emel sayın , tarık akan, zeki alasya, metin akpınar'ın falan oynadığı 'yalancı yarim ' diye bir film vardı ya, işte oradaki piknik sahnesini izledikçe, sanki annemin anlattığı piknikleri uzaktan izliyormuşum, dayımın, dedemin gençliklerini görüyormuşum gibi oluyor.  ya da 'gülen gözler' filminde kız kardeşlerin 'beterin beteri var' şarkısını söylemeleri, teyzelerimin gençliklerini görüyormuşum hissi veriyor bana.. ne komik dimi :)



tanıyamadığım anneannemin yüzünü fotoğraflardan görüp, adını taşıdığım kadının, hangi teyzeme daha çok benzediğini çıkarmaya çalıştım. cumhuriyetçi, aydın  dedemin, cumhuriyet gazetesi arşivini, toprak evleri yıkılıp yerine ruhsuz ve çok katlı ev yaptırmak zorundu kaldığı zaman, gözyaşlarıyla nasıl atmak zorunda kalışını dinlerken bende hüzünlendim. neyse ki daktilosu, memleketin ilk telefonu ve emektar dikiş makinesi bende. onları da bir ara fotoğraflayacağım. 


 

bu güzel biblo takı kutusu da canım yengeciğimin. o hepimizin, bütün kuzenlerimin annesi..  görünce size de göstermek istedim.

işte tarihten sayfalar.. canlarımızmız, ailelerimizin kıymetini bilelim, onları kaybetmeden elbette.. herkese mutlu anılar biriktirebileceği güzel günler dilerim  :)


20 Mart 2014 Perşembe

bahar geliyoooor !

by nurşen erakdemir- karfot


yarın baharın ilk günü. her şey tazelensin, ölü toprağını atsın üzerinden. tomurcuklanan dallar gibi yeni umutlar fışkırsın her yanımızdan. kötü düşünceler, kara haberler, gitsin, hiiiiç gelmesin. her taraf pembelerle, morlarla, sarılarla, yeşillerle bezensin. tanrı renkli boyalarını çıkarsın ve her şey bu bahar çoooook güzel olsun...

17 Mart 2014 Pazartesi

buzdolabı temizliği

    Hafta sonu evle ilgilenmeyip pazartesi işten geldikten sonra onca yorguluğun üstüne temizlik bulaşık bana terapi gibi geliyor.  Ne kadar saçma görünse de, dinleniyorum. Bedensel değil elbette zihnen dinleniyorum.  Sağolsun çocuklar beni çok yoruyor. Bir sürü soru soruyorlar, nerden akıllarına geliyor bilmem. . Ama olsun sorsunlar ki öğrensinler :)

Neyse. Geldim evime ve başladım buzdolabında ne var ne yok elemeye. Temizlik sonrası, bitmesi gereken havuç ve peyniri güzel bir şekilde değerlendireyim dedim.
Ee devir ekonomi devri. Maaşlar az, malzemeler pahalı.. iki tarif var. İlki cezeryemsi, uyduruk, kolay, hafif bir tatlı.



Havuç ve şeker pişirilir. Bisküvi, tarçın, ceviz ile karıştırılıp tepsi tabanına yayılır, üstüne de muhallebiiiii. İşte bu kadar kolay.  


 Diğeri de otlu krem peynir.  Sütaşın süzme peyniri kalmıştı. Onu blendırda maydanoz,  dereotu ve zeytinyağı ile çektim. Çok güzel oldu.  Tavsiye ederim.




Herkese ağız tadı yerinde,  bereketli günler dilerim.  Allah olmayanlara da versin. Amin.

15 Mart 2014 Cumartesi

11 Mart 2014 Salı

elvan elvan...


Hiç bir paylaşım yapasım yok rengarenk çiçeklere, mavi gökyüzüne, hiç bakasım yok..
Yediğim yemekten,  sıcacık EKMEKTEN tad alasım yok...
15 yaşındaki çocukların gözündeki ışığı kıskanıyorum.
Çünkü ışığı söndü 15 yaşına girdiğini bilmeden giden bir çocuğun....

8 Mart 2014 Cumartesi

8 mart..

by nurşen erakdemir-karfot



Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde
yatmak içindir.
Kimi der ki kadın yeşil bir
harman yerinde dokuz zilli
köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran,
Ne o,ne bu,ne döşek,ne köçek,
Ne ayal,ne vebal
O benim kollarım,bacaklarım
Yavrum,annem,Kız kardeşim,
Hayat arkadaşımdır.



Nazım Hikmet Ran   


8 mart dünya emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun. 
kadın cinayetlerinin yaşanmadığı, kadının bir obje, köle, sömürülesi bir varlık olmadığının anlaşılacağı, istediği kadar çocuk yapma özgürlüğüne kavuşabileceği, başını örtmesinin yada açmasının başörtüsüyle alakası olmayan kişiler olan 'erkekler' tarafından verilmeyeceği, tecavüze uğramadığı, hakkındaki kararları, aile meclisinin vermediği, rüzgar kadar hür kalabileceği günlerin en kısa zamanda gelmesi ümidiyle...

kadınlarımıza bir bakın, hangisi o güzel yürekleriyle bütün bunları hak ediyor?

1 Mart 2014 Cumartesi

dulce de leche



nam-ı diğer süt reçeli. ımmmmm neffiss! öğrencilerimden birine süt tembih etmiştim. ilk defa yoğurt yapacaktım. bu sebeple bir iki litre bişey getir demiştim. ama tutmuş 5 litre getirmiş yavrucak. e ne yapayım, bir kısmını denemelik, bin bir site dolaşıp en sonunda annemin ayrıntılı anlatımıyla yaptım yoğurdumuzu. süper oldu. (ilk olunca öve öve bi hoş oldum yahu :)  )

geri kalanıyla şu süt reçelini bir deneyeyim dedim. anlattıkları kadar varmış. karamelli bir tadı var. bana bayramlarda yediğimiz, dedemizin evindeki şekerleri hatırlattı. ne güzel günlerdi.. girip çıkıp aşırırdık kardeşimle ve kardeş yarısı kuzenim Hasretimle. her şey bizim etrafımızda dönüyordu. dert yok tasa yok.. gözümü kapatıp kaşık kaşık yiyip o günleri anasım geliyor..

neyse nerelere geldik bi sütten. tarifini vereyim artık. bu arada hayatımda yaptığım ilk reçel de süt reçeli oldu

malzemeler ve yapılışı
1 litre süt. ( 5 su bardağı)
1 su bardağı şeker (daha az da olabilir)
geniiiiş bir tencere de yapmanız tavsiye edilir. çünkü taşma ihtimali var.
ben sobada pişirdim. sonuna doğru ocağa aldım. bu yüzden biraz daha uzun sürdü pişmesi. ama ocakta 1- 1,5 saate biter tahminimce. şeker sütün içinde eriyip neredeyse yarısı buharlaşıp azalana kadar hafif ateşte arada bir karıştırarak pişiriyoruz. süt tencerenin kenarlarına doğru hafiften yapışıp yanabilir. onları sütün içine karıştırmayalım. çünkü içinde kara kara kötü duruyor sonra. daha sonra içine 1 paket vanilya tozu  ve 1 çay kaşığı karbonat atıyoruz. dikkaaattt!!!!  karbonatı attığımızda süt çok kabarıyor. işte bu yüzden büyük tencereye ihtiyacımız olacak. bu aşamada ateşi biraz daha açıp hızlı hızlı karıştırarak çok koyulaştırmadan ocaktan alıyoruz. kıvamı kek hamurundan daha az yoğun oluyor. çünkü durdukça kendi kendine koyulaşıyor.  eğer çok koyu olursa birazcık süt döküp mikserle çırparsanız da kıvamını ayarlamış olursunuz.

işte bu kadaaar. 1 litre sütten bir koca kase reçel çıkıyor. saklamayı ağzı kapalı yaparsanız üstü kurumaz.


herkese karamel tadında, yumuşacık, köpük köpük, lezzetli günler dilerim.


Pages - Menu

Popular Posts

Hakkımda

Fotoğrafım
Merhaba, ben meride. Küçük bir kasabada öğretmenim. Çekirdek ailemle beraber, sobalı evimizde yaşayıp gidiyoruz. Güzel olan her şeyi seviyorum. Dekorasyon, el işi, yemekler, güneşli havalar, deniz kabukları, güzel banyolar, siyah beyaz fotoğraflar, yaşanmışlığı olan bir kenarda unutulmuş eşyalar... buyum işte ben :) Güzel paylaşımlarda buluşalım! :)

Blogger news